4 Ocak 2008 Cuma

ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI

Bale dansçıları, sanatçı unvanıyla Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü (Ankara) ile bu kuruma bağlı Opera ve Bale Müdürlüklerinde, ayrıca özel bale topluluklarında görev alabilir. Bunun dışında, eğitici olarak Devlet Konservatuarları ile özel bale kurslarında çalışma alanı bulabilirler. Kültür Bakanlığı'na bağlı bir kurum olan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'ndeki orkestra, opera ve bale sanatçı kadroları her yıl Maliye Bakanlığı vizesi ile temin edilmektedir. Dolayısıyla yıl içinde Kurumun açtığı bale sanatçısı sınavına müracaat çok fazla da olsa ancak uygun görülen kadro sayısı kadar sanatçı alınabilmektedir. Devlet Opera ve Bale Müdürlükleri halen Ankara, İzmir, İstanbul ve Mersin gibi büyük illerde bulunmakta bazı illerde de kuruluş çalışmaları devam etmektedir.

Bale dansçısının görevleri

GÖREVLER - Sahnede canlandırılacak öyküyü okur, - Rolünü canlandıracağı kişinin duygu ve düşüncelerini özümler, - Yapacağı hareketlerin figürlerini öğrenir ve bunu egzersizlerle geliştirir, - Ekip halindeki prova çalışmalarına katılır, - Gösteri günü vaktinde gelerek kostümünü giyer ve makyajını yaptırır, - Sırası geldiğinde sahneye çıkar ve figürlerini, müzik eşliğinde, ayak parmakları üzerinde zarif hareketlerle dans ederek yapar. Hareketlerinin müzikle ve diğer oyuncuların hareketleri ile uyumlu olmasına çalışır, - Gösteri bitince, diğer oyuncularla birlikte seyircileri selamlar. (Sahnede tek başına, bir eşle veya dans grubunun üyesi olarak figürlerini sergiler.)

Bale hakkında genel bilgi

Bugün bundan anlaşılması gereken, sanatsal bir biçimde ve kendine uygun teknikle yapılan sahne dansıdır.
İster bir opera eserinin bir parçası olarak ya da sadece başlı başına bir dans eseri olarak olsun ister oldukça ciddi, ister içerik olarak neşeli olsun diğer sanatlarla ilişki içerisinde; örneğin, müzik, pandomim, dekor, aksesuar, ışıkla vücut bulan sahne dans sanatı.
Sahne dansının ilk klasik biçimlerini 15.yüzyılda İtalyan prens saraylarında görüyoruz. Doğumgünleri, düğünler, turnuvalar, davetler ve büyük şölenler artarak daha fazla sayıda kadın ve erkeklerin oluşturduğu geniş toplulukları bir araya getirirken, her saray da kendi kültürünü oluşturuyor ve geliştiriyordu. Bu tür geniş toplantılarda teatral konular çoğunlukla müzikle, şarkıyla, dialogla ve her şeyden önemlisi dansla işlenir oldu. Bu tür etkinliklerde en çok sevilen şey de mitolojik içerikli konuların temsiliydi. 16.yüzyılda bugünkü balenin ilk biçimi Fransa’ya Fransız Sarayları’na da girdi. Burada da yavaş yavaş zirveye taşındı. 1581’de Beaujoyeux’nun Versailles’deki ünlü koreografisi bale sanatının önemli bir nitel değişiminin başlangıcı oldu. “Ballet Comique de la Reine” Margarethe von Lothring ile Duc ve Joyeuse’nin düğünü için yapıldı. Gerçi 1473’de Roma’da, Kardinal Riario’nun mitolojik bir dans oyununun icra edildiği tarih sayfalarına bir not olarak geçmişse de bu konu da detaylı bir bilgi elimizde bulunmuyor.
Ancak; belirttiğimiz gibi Beaujoyeux’nun ünlü koreografisi “Ballet Comique de la Reine” genellikle dans tarihçileri açısından genel manadaki bale sanatının ilk ürünü olarak kabul edilir.
“Ballet Comique de la Reine” adından anlaşılması gerektiği gibi Comique (komik) bir eser değildi. Burada Comique, eserin drama yönüne yapılan vurguydu. Bu dönem aynı zamanda “Barok Dönemi” olarak da tanımlanır. Ve bunu Rokoko Dönemi takip eder. Rokoko Döneminin balesini karakterize eden en önemli şey artık bale eserinin bir konu üzerine oturtulmasıdır. Bu dönemde Jean Georges Noverre ve Gaspario Angiolini döneme damgasını vuran iki büyük ustadır. Ancak 1661’de Fransa’da kurulan “Academi de Danse” sahne dansına belli bir sistem getirmiştir. Bu akademi her şeyden önce “Maitre de Ballet” diye tanımlanan bir fonksiyonu ortaya çıkardı. “Maitre de Ballet” lik bir yandan koreograflık ancak diğer yandan da yönetmenlik, bale eseri yazarlığı, dans öğretmenliği hatta egzersiz hocalığı gibi sahne ressamlığı birçok fonksiyonun iç içe geçmiş haliydi. Yani “bale ustalığı”dır bu kısaca…
Bu durum, bu konuda görevli kişiler arasında rekabetin doğmasına yeni değişik dans adımları ve figürlerinin hatta tekniklerinin ortaya çıkmasına yol açtı.
1681’de Beauchamp olanaklı görünmeyen bir çıkışla bale sanatını kadın dünyasına açtı. Bale sanatına diğer yandan en büyük katkıyı dans yazılımının bulucusu Feuillet, 1699’da yaptı. Bu yenilik uzunca zaman bale dansı tekniğinin temelini teşkil etti. Bale sanatı 18.yüzyılda J.G.Noverre’nin teorik yazılarının etkisi sayesinde yeni bir gelişme safhasına girdi. Noverre özellikle Viyana’da Ch.W.Gluck’la yaptığı müşterek çalışmalarla sürece damgasını vurdu. Barok Bale’nin teknik ve dramatik akışı böylelikle eskiyip çözüldü.
1830’larla birlikte “Romantik Bale” dönemi başlamış oldu. Bu aynı zamanda büyük kadın dansçıların da tarih sahnesinde yer alması anlamına gelir. Maria Taglioni, Fanny Ellsler (Slav ve İspanyol halk danslarını sahneyeElssler taşımıştır) v.d. bu dönemin ürünüdürler. Bu aynı zmanda parmak ucu dansının da doğduğu dönemdir. Parmak ucu dansı, romantik-duygusal hislerin ifadesinin ürünüdür. Böylelikle masallar, destanlar bu dönemde daha nitelikli ifade edilmeye başlanmıştır. Dönemin kadın dansçıları bir yandan yeni teknik katkılarıyla sanatın gelişmesine ivme katıyorlar, diğer yandan da fantastik –dramatik katkılarıyla etraflarına cesaret saçıyor ve böylelikle tüm dansçıların önüne yeni teknik ödevler koyuyorlardı.
Bu dönemde Richard Wagner ‘in opera tarzı da baleyi opera sahnesine taşıdı. Ancak, bale onun opera sahnesinde üvey evlat durumundaydı. 19.yüzyıl 2.yarısından 20.yüzyıla kadar balede yeni bir gelişme dönemi yaşandı. Buna en büyük etkiyi Rus Bale’si yaptı. St.Petersburg’da doğan ünlü ekip (Balet Russes) Dünya balesine her konuda büyük katkılar sundu.
20.yüzyılda sahne dansının yeni bir biçimi olan (serbest dans) ortaya çıktı. Bir kesim tarafından bu stil “Modern Dans” veya “Modern İfade Dansı” olarak adlandırılır. Bu türün ustaları I.Duncan, M.Graham ve Rudolf von Laban ‘dır.
Balede yeni sanatsal tür evrimindeki en önemli gelişmeler modern dönemde özellikle iki Dünya Paylaşım Savaşları arasında oldu. Bunları kabaca şöyle başlıklarla sıralayabiliriz:
a) Amerikan Modern Balesi’nin Balanchines belirleyiciliğinde ortaya çıkışı,
b) Genel olarak dans sanatına “Modern Dans’ın etkilerinin artması,
c) Büyük ve güçlü bale merkezlerinin; Moskova’daki Bolşoy Tiyatrosu’nun Leningrat’daki Kirov Tiyatrosu’nun ve Londra’daki Royal Ballet’in ve Paris bale çevrelerinin gücü yüksek rolleri.

BALE DERS PROGRAMIMIZ

Bale sınıflarımız haftada 3 saatlik bir eğitim programı olup;
Hafta içi Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma günlerinden birinde öğleden sonra 1,5 saat ve Cumartesi günleri 1,5 saat olmak üzere,
Cumartesi günleri 1,5 saat ve Pazar günleri 1,5 saat olmak üzere uygulanmaktadır.
Yalnız hafta içi ve yalnız hafta sonu programları da mevcuttur.

BALE BÖLÜMÜMÜZE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan onaylı bale diploması...
Profesyonel bale öğretmenleri gözetiminde pedagojik yaklaşım...
İlkokul öncesi 4-6 yaş, ilkokul çağı 6-11 yaş ve sonrası öğrenciler için temel bale eğitimi...
İleri düzey bale sınıfları (11 Yaş ve yukarısı)
Yetişkinler için klasik bale, modern dans, caz dans, karakter dans sınıfları...
Konservatuara hazırlık kursları...
Yılsonu bale resitali...

Günümüz türkyesinde bale

Dünya üzerindeki çeşitli halkların sanatları, onların kültürlerinin bir ifadesidir. Dans da toplumun kültürünü yansıtan unsurlardan biridir. Cumhuriyet dönemiyle birlikte sanata verilen önem yeni bir boyuta geçmiştir. O dönemde, Türkiye Cumhuriyeti'nin en ciddi sanat eğitimi veren kuruluşu olan Devlet Konservatuarı Ankara'da kuruldu. Bu konservatuarın bale
yi de içermesi, hemen mümkün olmadı. Hükümet, Avrupa'nın önde gelen sanatçılarını Türkiye'ye çağırdı ve İstanbul'da Yeşilköy Bale kursu, Ninette de Valois öncülüğünde kuruldu.Bale Akademisi 6 Ocak 1948'de açıldı. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan onay alınamama sürecinde, üç yıl, Bale Akademisi, Yeşilköy'de bir ilköğretim binasında barındı. Daha sonra Yeşilköy Bale Okulu, Ankara Devlet Konservatuarı'nın Bale bölümü haline geldi. Sanatçı öğretmen Molly Lake, günümüz Türk Balesi’nin temelini oluşturan Meriç Sümen, Sait Sökmen, Gülcan Tunççekiç, Evinç Sunal, Rengin Taş ve diğer sanatçıları yetiştirmiştir. Ankara Devlet Konservatuarı'nda sahnelenen ilk baleler "El Amor Brujo" ve "Coppelia"dır.

Klasik Bale

Dans, mimik, müzik ve dekor sanatlarının ileri standartta birleştirilerek kullanan bir tiyatro gösterisi olarak tanımlanabilir. Asıl eleman olarak kullanılan dans aslında İtalyanca dans anlamına gelen “ballo” ya da “balletto” sözcüğünden türetilmiştir. Görsel sanatların en pırıltılısı olan bale, özellikle küçük kız çocuklarının düşlerini süsleyen büyülü bir dünyadır. Disiplinli, özverili, algılamadaki gelişimin temellerini atan, alabildiğine renkli ve zevkli, uzun bir süreçtir bale eğitimi Bale, kuralları belli akademik dans tekniğinin, başka sanatsal öğelerle de birleştirilerek bir sahne gösterisi oluşturacak biçimde sunulmasıdır. Bale terimi, bu akademik dans tekniği için de kullanılır. Bir gösteri sanatı olarak genellikle müzik eşliğinde, dekor ve sahne giysileriyle sunulan, son derece titiz bir Dans türüdür. Bir bale, dans, müzik ve tasarımla dramatik bir öykü anlatabilir ya da hiç bir öykü olmadan yalnızca müziğin dans aracılığıyla bir yorumu biçiminde sunulabilir. Bale, Rönesans saray gösterilerinden ve bunları izleyen Fransız ballet de cour’undan gelişti. Bugün her kıtada ve çoğu ülkede bale toplulukları ve Bale okulları vardır. Bale sanatı Diaglilev zamanındakinden çok daha karmaşıklaşmış ve çeşitlenmiştir. Danse d’école’e her tür dans üslubu girmiş, öteki sanatlarla bale arasında çeşitli ilişkiler oluşmuştur. Klasik müzik yerine popüler müzikten ya da sessizlikten yararlanılan, giysilerin en aza indirgendiği ya da çalışma giysilerinin kullanıldığı, dansın kendisi dışında başka bir konusu olmayan bale tipi, günümüzde bu sanatta görülen yeni eğilimler arasındadır.
Günümüz Türkiyesi’nde Bale
Dünya üzerindeki çeşitli halkların sanatları, onların kültürlerinin bir ifadesidir. Dans da toplumun kültürünü yansıtan unsurlardan biridir. Cumhuriyet dönemiyle birlikte sanata verilen önem yeni bir boyuta geçmiştir. O dönemde, Türkiye Cumhuriyeti’nin en ciddi sanat eğitimi veren kuruluşu olan Devlet Konservatuarı Ankara’da kuruldu. Bu konservatuarın bale yi de içermesi, hemen mümkün olmadı. Hükümet, Avrupa’nın önde gelen sanatçılarını Türkiye’ye çağırdı ve İstanbul’da Yeşilköy Bale kursu, Ninette de Valois öncülüğünde kuruldu.Bale Akademisi 6 Ocak 1948 ‘de açıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onay alınamama sürecinde, üç yıl, Bale Akademisi, Yeşilköy’de bir ilköğretim binasında barındı. Daha sonra Yeşilköy Bale Okulu, Ankara Devlet Konservatuarı’nın Bale bölümü haline geldi. Sanatçıöğretmen Molly Lake, günümüz Türk Balesi’nin temelini oluşturan Meriç Sümen, Sait Sökmen, Gülcan Tunççekiç, Evinç Sunal, Rengin Taş ve diğer sanatçıları yetiştirmiştir. Ankara Devlet Konservatuarı’nda sahnelenen ilk baleler “El Amor Brujo” ve “Coppelia“dır.